gülüp geçmek — umursamamak, aldırış etmemek, üzerinde durmamak Bizi şimdi böyle görse yine sadece gülüp geçer miydi? O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gülüp oynamak (veya söylemek) — neşeli, sevinçli, keyifli, güzel vakit geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hulub — HULÚB, hulubi, s.m., adj.m. 1. s.m. (ornit.; reg.) Porumbel. ♢ Hulub de stepă = pasăre din ordinul columbiformelor, de mărimea unui porumbel, de culoare galbenă brună, cu pete sure pe spate (Syrrhaptes paradoxus). 2. adj. (Despre animale) Cu… … Dicționar Român
bağlama zarf-fiili — is., dbl. Ve bağlacı görevinde kullanılarak kendinden sonraki çekimli fiile veya fiilimsiye zaman ve kişi bakımlarından uyan ıp ekini almış fiil: Gelip gitti (Geldi ve gitti) Gülüp geçti (Güldü ve geçti) gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
farfara — sf., Ar. ferfere 1) Çok konuşan Dalmış gülüp konuşmaya yüzlerce farfara / Yorgun kulaklarımda sürerken bu yaygara. Y. K. Beyatlı 2) Ağzı kalabalık 3) Yüksek sesle konuşan 4) Çok övünen … Çağatay Osmanlı Sözlük
gülmek — nsz, er 1) İnsan, hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurmak O ne söylese sinirli sinirli ve tabii olmayan gülüşü ile gülüyordu. H. E. Adıvar 2) Mutlu, sevinçli zaman geçirmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hormonal — sf., li, Fr. hormonal Hormonla ilgili, hormona ait Halkın, sanatı ve edebiyatı hormonal bir etkinlik saymasına gülüp geçemeyiz; örnekleri boldur. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tehdit — is., di, Ar. tehdīd Gözdağı Bütün memurlar bu tehditlere gülüp geçiyorlardı. T. Halman Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tehdit etmek tehdit savurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
vazife — is., Ar. vaẓīfe 1) Ödev Şimdi artık vazife bitmiş, gülüp eğlenmeye sıra gelmiştir. R. N. Güntekin 2) Görev Nedim bugün vazifesine geç geldi. A. Gündüz 3) esk. Günlük ücret, yevmiye Birleşik Sözler vazife aşkı vazife kurbanı vazife şehidi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir araya gelmek — bir yerde toplanmak, buluşmak Hep böyle bir araya gelip gülüp eğlenebilseler! N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük