- tutulan
- tutulán, tutuláni, s.m. (reg.) câine mare.Trimis de blaurb, 19.03.2007. Sursa: DAR
Dicționar Român. 2013.
Dicționar Român. 2013.
günlük — 1. is., ğü Tütsü için kullanılan bir çeşit ağaç sakızı Birleşik Sözler günlük ağacı akgünlük 2. sf., ğü 1) O günkü, o günle ilgili 2) Üzerinden gün geçmiş veya geçecek On günlük çocuk. Sekiz günlük gezi. 3) Her gün yapılan, her gün yayımlanan,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kira — is., Ar. kirāˀ 1) Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına verilmesi, icar Eski kirayı yükseltiyorum, isterseniz gidin mahkemeye. Ç. Altan 2) Bu biçimde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ön — is. 1) Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı Beş on kişi, köşkün önünde toplandık. M. Ş. Esendal 2) Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim. B. Felek 3) Bir kimsenin ilerisi Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saklı — sf. 1) Saklanmış olan Saklı, gizli demektir; sır manasına da gelir. R. H. Karay 2) Elde tutulan, mahfuz Her hakkı saklıdır. 3) Gizli bir yere konarak kaybolması veya çalınması önlenen 4) Başkalarından gizlenen, gizli tutulan, hafi Birbirlerinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
plan — <lat. planus – səth> 1. Bir şeyin (yer, tikinti, qurğu və s. nin), tənasübləri saxlanılmaqla müəyyən masştabda kağız və s. üzərində göstərilən cizgisi. Binanın planı. Şəhərin planı. – <Cinayətov> ayağa qalxıb, divardan asılan planın… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
MESLEK — Yol. Usul. Gidiş. * San at. Geçim için tutulan yol. * Sistem. * Mezheb. Mâneviyatta tutulan yol.(Sen, mesleğini ve efkârını hak bildiğin vakit, mesleğim haktır veya daha güzeldir demeye hakkın var. Fakat yalnız hak benim mesleğimdir demeye hakkın … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ağlayıcı — is. Ölünün ardından ağlamak için para ile tutulan kimse, ağıtçı, yasçı Eskiden tabutlar arkasında para ile tutulmuş ağlayıcılar giderdi. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
arka — is. 1) Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı Evin arkasında bahçe var. 2) Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3) Geri kalan bölüm, kısım Masalın arkası. Yazının arkası. 4) Art, peş 5) Otururken… … Çağatay Osmanlı Sözlük
art düşünce — is. Bir düşüncenin arkasında gizli tutulan asıl düşünce, art niyet … Çağatay Osmanlı Sözlük
avrovil — is., ekon. Avrupa Birliği dışındaki ülkeler tarafından çıkarılan ve tutulan avroya dayalı borç senedi … Çağatay Osmanlı Sözlük