vărsa — VĂRSÁ, vărs, vb. I. I. 1. tranz. A face să curgă un lichid, o pulbere etc. (prin înclinarea sau răsturnarea recipientului în care se află). ♢ expr. A vărsa lacrimi = a plânge. A vărsa sânge = a ucide, a omorî. A şi vărsa sângele (pentru cineva… … Dicționar Român
varsa — ×varsà (brus. вopca) sf. (4) K.Būg, JI255, Š, Rtr, FrnW; L 1. sing. SD107, Sut, N, [K], Ak, Vvr vilnų ar vilnonio audinio pūkas, gaureliai, šereliai: ^ Jų uogos kai varsà (nesumaigytos, sausos), gražiai renka Klt. 2. I spalva: Juodos varsõs… … Dictionary of the Lithuanian Language
vấrşã — s. f., art. vấrşa, g. d. art. vấrşei; pl. vấrşe … Romanian orthography
varsa ... yoksa ... — başına getirildiği kelimenin her şeyin üstünde tutulduğunu anlatan bir söz Varsa kızı yoksa kızı, oğlunun yüzüne baktığı yok … Çağatay Osmanlı Sözlük
vārṡa — वार्श … Indonesian dictionary
ne hâli varsa görsün — öğüt ve uyarı dinlemeyenler için ne yaparsa yapsın, beni ilgilendirmez anlamında kullanılan bir söz Boş ver ne hâlleri varsa görsünler, ben bu heriflere bulaşamam. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
iven kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz — acele eden kız eşini iyi seçemeyeceği için mutlu olamaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
geleceği varsa göreceği de var — kötülük yapmaya kalkışacak olursa karşılığını elbette görür anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısmetinde ne varsa kaşığında o çıkar — kişi ne kadar çabalarsa çabalasın alın yazısındaki şeye ulaşır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ne kadar varsa — hepsi, tamamı … Çağatay Osmanlı Sözlük